Başlangıçta “ biz” vardı. Biz olmanın ise ilk şartı bizden olmayanları aşağılamaktı. Bunun için geliştirilen ve uydurulan şeyler ise medeniyetin bir gösterisiydi . Siz de farketmediniz mi insanlar bir takım sembol ve inançların aslında olmadığını bilir ama onlara tapmaktan kendini almaz . Kızmayın onlara hepimiz öyleyiz çünkü onlar olmadan “biz “ olamayız.
Hiç bakmadınız mı çevrenize birçok insan kendini bir yere konumlardırır ve birileriyle ifade eder. Aslında bahsettiği şeyin ne olduğunun dahi farkında değildir . Belki de olduğunu sanır ama bunun hiçbir önemi yoktur . Önemli olan tek şey “biz”dir. Evet , insanoğlu böyle bir varlık.
İnsanlar kendini bir dinle ifade eder ama o inanca ait metnin hiçbirini okumamıştır. İnancın tarihsel örgüsünü hiç bilmez. Evet, bunun ne önemi var ki , sonuçta burada önemli olan şey kime hangi gruba ait olduğun değil midir? Kendini o grupla ifade edersin o grupta kendine arkadaş edinirsin ve de eş ayrıca iş … önemsiz gibi görünen o aidiyet bir bakmışın tüm yaşamını ele geçirmiş . Bunu eleştirmek için söylemiyorum bu çok katmanlı ve karışık sosyal ağa alternatif bir sosyal olgu yok gibi duruyor. Aklıma gelmişken bir örnekte millet ve modern tabiriyle ırk fikrine dayalı olarak vereyim . Bu çok iddialı bir fikirdir ama özünde bilirsin ki millet dediğin şey sadece konuştuğun anadilden ibarettir. Arapça konuşursan Arap olursun İngilizce anadiline sahipsen İngiliz . Bunu hepimiz biliyoruz ama sanki doğuştan bir kimlikler alnımıza yapışmış gibi bir aidiyet içinde yaşamıyor muyuz.
Bütün kavramlar işte buna hizmet ediyor deyip tanrıcılık oynamak istemem . İnsanoğlu formül edilemeyecek kadar karışık ve anlaması zor bir varlık . En azından basit olabilecek bir kaç anlam çıkarmak ama Einstein dediği gibi “daha basit değil “ .
Peki kim bu “biz “ ve “ onlar”? İnsanlar basmakalıp etiketleri alıp alınlarına yapıştırınca ne elde ediyorlar? İçeriği “boş “ ve aslında “komik “ olan yargılar nasıl oluyor da yüzbinlerce , milyonlarca insanı birbirine bağlayabiliyor? Belki cevap soruda gizli . Anlamsız olmalı ki inanmalıyım . Yoksa inanmanın ne anlamı olur. Geçmişte yaşayan atalarımız ve özellikle birkaç tanesi günümüzde yapılması imkansız olan ve tekrara müsait olmayan şeyler yapmış . “ Evet , sağduyulu tarafımız diyor ki bugün olmuyorsa geçmişte de olmadı “ Bu cümleyi hepimizin zihni okuyor ama yine de kendimizi kaptırıyoruz . İnanmak istiyoruz. İnanmaya çalıştığımız şey ne kadar saçmaysa ve imkansızsa sonuçta “o kadar bizden “ oluyorsun . Mantıklı şeye herkes inanır ama saçma olana sadece kendini o “bize” adayanlar inanır. İnsanlık için iki önemli unsur toplumsal yaşama hizmet etmiş birincisi güvende olma ikincisi ise itibar . Düşünsenize ben Alman olamıyorum Türkçesi “olmayan bir şeyi olamıyorum “ Çok komik ve çok saçma değil mi ? Aslında bu komedinin bilgece açıklaması şudur. Bizler itibar sahibi “Almanlarız “ üçüncü kişileri aramıza katmak bizi yüceltmez alçaltır ama yine de sen üzülme Alman olabilmek için gerekli sayısız görevleri yapmaya çalış “bizden olabilme yolunda hayatını harca “ sonra da bizden olmadan öl. İki şey çarptı mı göze bir itibar iki güvende olma . Evet Almanlardan örneğimden nasiplendi ama tüm millet, din, zümre vs gruplarda benzeri şeyler yok mu ? Ama hiçbirinin hakkını yemeyelim. Muhteşem kiliseler , müzikler , camiler … işte bu “bizi “ yüceltmek için değil mi?Tarihin en yüce ruhları ve akıllı zihinleri bu yolda yürümediler mi ? İtabarlı olan “biz” in değerlerini yüceltmediler mi ? Bu amaçla yaratılan güzellikleri kim inkar edebilir ki ?
Günümüzde akılcı ve ilerici olan dünya ne kadar da yavan ve çirkin değil mi ? Müziklerden tutun da yapılan müteahhitl işleri villara kadar iğrençlik akmıyor mu ? Şimdi soracaksınız ne oldu “ biz “ öldü o yüzden mi böyle oldu ? Cevabım hayır bizin öldüğü felan yok olan tahminimce şu :
Geçmişte bizin söz üstadları küçük bir elit zümreden ibaretti Örneğin : din işleri zümresi , ilim işleri zümresi , müzik …. Şu anda bu zümre ortadan kalktı “bizin” değerleri herkesin önüne serildi . Herkese ait olan söz özneden kopar ve basitleşir. Günümüzün muhasebeci zihinli dünyasını böyle anlamalı . Geçmişte söz ve sembol üstadlığıyla uğraşan kurum ve kuruluşlar ( ibadet yerleri üniversiteler , belki meclisler …)artık birer antika olmak dışında ne görevleri kaldı . Onların çağı geçti ama “biz” ler ölmedi . “Bizler” şu an da geçmişten biraz dejenere olarak ve de yoktan yaratılarak bilim insanı , sanatçı , tasarımcı, öğretmen …. olduk .
Günümüzde modern kavramları olan vegan olmak , bilimci olmak , laik olmak ,ilerici olmak , milliyetçi olmak, korona aşıcısı olmak … bunlar da içerikten çok bağımsız.Sadece bizi ve bizi yüceltmek için aşağılanması gereken “onlar”ı ifade eden şeyler değil de ya nedir?